20 Eylül 2013 Cuma

YENİ OKUL, ANAOKULU, İLK HAFTAMIZ..

Günlerden cuma bugün. okulun ilk haftasını tamamlamak üzereyiz kızım 1 saat sonra okuldan gelmiş olur diye tahmin ediyorum. Gayet neşeli geliyor kızım okuldan ve ekstra enerjik. Servis telefonuma çagrı bırakınca aşağıya iniyorum ve kızımı karşılıyorum. Anlatacak o kadar çok şeyi oluyor ki ve elinde tüm gün benim için çizdiği resimlerle birlikte bıcır bıcır konuşarak iniyor servisten. Apartman girişinde bekliyoruz servis sokağın ilerisinden dönüş yapıp yanımızdan geçerken coşkuyla el sallıyoruz ve tüm servisteki öğrenciler ile servis ablamız el sallıyor bize. Fakat sabah çok erken gitmesi sebebiyle biraz tedirgin üzgün ve mutsuzuz :( Servis önce kızımı alıyor ve 6.30 tam olarak kızımın gidiş saati :( Henüz hava yeni aydınlanırken kızımı servise verip göndermek canımdan can kopartıyor sanki.. Kendimi suçlu hissediyorum ve vicdan azabı çekiyorum adeta..
Pazartesi sabahı telefonumun alarmı saat 06,00 da çaldı. Kızım da alarm sesine uyandı. "annecim hadi gel hazırlanalım okula gidiceksin ya bugün, bak servis gelicek birazdan" dediğimde yüzündeki ifadeyi hatırladıkça içim parçalanıyor hala :( " ama anneee daha gece yarısııı, gece okula gidilmez ki annee gece beni okula mı yolluycaksın? anne şaka demi gerçek değil demii" deyip dudağını büküp dolu gözlerle bana baktı ya o an kalbim gerçek anlamda sıkıştı ve boğuluyormuşum gibi hissettim. "kızım birazdan hava aydınlanıcak" dedim ve inşallah aydınlanır diye içimden dua ettim. 17 aylıktan beri kızım okul hayatının içinde. İlk anneli oyun grubu olarak başladık ve şimdi hazırlik sınıfında benim kuduruk neşem. Daha bir kez bile ayrılma konusunda sorun yaşamamıştık ama o sbah çok farklıydı ve ben ilk kez o sabah ağladım hüngür hüngür ve kızıma belli etmemeye çalışarak gizlice.. Allahım o kadar pis kötü bir duyguydu ki anlatamam. Sanki çoookk uzun bir yolculuğa uzun süre için gönderiyormuşum gibi hissettim okul çantasına yedek kıyafetlerini koyarken. :( Kızım servise bindi gitti ama sanki canım da kopup gitti. "Arkandan taksiyle gelicem annecim" diye söz verdim diye ki aslında yanında olmayı şiddetle istemem dolayısıyla düştüm yollara. İstanbul'un yoğun kalabalık trafiği dolayısıyla ve ilk okul gününün verdiği kalabalık dolayısıyla azcık zahmetli de olsa varabildim okula. Aslında 10 dakikalık okul mesafesi uzadıkça uzadı trafik dolayısıyla. Okula vardım daha yeni kahvaltılarını bitirmiş sınıfa gidiyorlardı. Beni görünce koşup boynuma atladı sevdim kokladım öptüm. Alahım ağlıycam noluyosunn heyyy dedim kendi kendime. Hoopp bir dur ablaaa noluyo sana ne ediyon böylee diye kendimi içten içe azarlayaraktan kızımı yere bıraktım. Öğretmenine merhaba dedim " sen sınıfına git ders başlıyor, ben bugünlük seni görmeye geldim ama sadece bugünlük" dedim ki beklenti içine girmesin ki hiç girmedi bu güne kadar. Diğer velilerle karşılaştım birlikte kahvaltı ettik, sohbet ettik. Eee anne olunca ortak nokta çok bayanlarda. Loğusalıktan girip okul hayatından çıkıp kaynaştık ve böylelikle saat 2 gibi okuldan kendimi kopartıp eve gelebildim. Saat 5 gibi eve geldi kızım gayet neşeli mutlu. Boya kalemi ve resim defteri hediye etmişler keyfine diyecek yoktu doğrusu. Anlattı uzun uzun okulu arkadaşlarını ve servisini." Ayy okul ve servis maceralarına bayıldım vallahi" diyerekten ruhunu okşadım ki her zaman istekli şekilde anlatsın bana diye. :)
Gece yatmamız saat 9 u buldu. Sohbet muhabbet uyku merasimi falan derken uyudu kızım. Sabah alarm çalınca tüm ışıkları açtım ufaktan cilve ve dürtmeyle uyandırmaya çalışıyorum ki geriniyor kıpırdanıyor gözünü açmıyor o uyanmadıkça ben kahroluyorum. :( Hem evdeyim çalışmıyorum hem sabahın karanlığında çocugumu okula gönderiyorum :(  Zar zor uyandı ballı sütünü içirdim 2 tane haşlanmış bıldırcın yumurtasını yedirdim, giydirdim saçını taradım topladım servis bekliyoruz. Oturmuş koltuğa dayamış başını uykulu uykulu televizyon izliyor. Allahımm eriyorum bitiyorum kahroluyorum. :( servis geldi aşağıya indik servise bindi ve gitti. Yukarıya çıktım oturdum ama sanki içime de bir öküz oturdu. Deliricem. Tüm yaz okullar açılsa diye bekledim şimdi nasıl da pişmandım. :( Herşey kızımın iyiliği için. Okulun eğitimi süper, fiziki şartlar kızıma uygun, sınıf mevcudu az, öğretmenler deneyimli işinin ehli güler yüzlü, rehberlik öğretmeni süper ve donanımlı.. Ama sabahın köründe kızımı başımdan atar gibi hissediyorum vicdan azabından ölücem. :( Akşam servis geldi "sabah kaçta okula vardınız" diye sordum 8,20 dedi servis soförü. Allah tam 1,5 saati aşkın süre serviste kalmış kızım diye biraz daha içlendim. "sabah plan değişti yarın 6,30 da alıcaz" deyince servis soförü o an benim frenler boşaldı boşalacak.. Neyse yukarıya çıktık kızım oyuna daldı ben tabi napsam faydasız delirmeme az kalmış. Ogece eşim bir sunum için Ankara'ya gidicekti. Yemek sırasında kızıma açıkladım. " kızım baban bu gece yarısı Ankara'ya gidicek iş için ama yarın sen okuldan gelince dönücek" dedimki bir ağlamak bir yaygara anlatamam. "Babamm nolurr gitmee bırakma benii" diye bir aglama koparttı ki ben bir ağlamaya başlasam valla hiç kimse susturamayacak beni. "babası Ankara'nın elmoları meşhurmuş, sen gelirken elmo al kızıma bende marsupilami alayım dedim. Zar zor hanımı ikna ettik ağladı ağladı babasına sarılıp uyudu. Aldım telefonu elime diğer velilerle görüştüm saat kaçta çocuklarının gidip geldiğini öğrendim  ve rekor bizde. Bizden daha erken giden yok okula. Ertesi gün okulla konuşmaya karar verdim daha doğrusu servis şirketiyle. Oturdum ağladım ağladım ağladım.. İçimdeki suçluluk duygusu beni öldürecek dedim eşime. Eşim gece 1 de gitti bende kızımın yanına yattım. Gece 1 kez uyanıp "babam Ankara'da mı annee" dedi evet dedim " tamam" dedi ve uyudu..
Sabah saat 6 da alarm çaldı. Işıkları yaktım severekten öperekten uyandırdım kızımı. Hazırlandık daha yumurtası agzındaydı servis çaldırdı saat 6,20 ve "anne kakam geldi" dedi. Servisi aradım "bekleyin kaka yapıyoruz" dedim. Servis bizim kaka keyfimizi bekledi. :) eee o kadar erken alıyorlarsa daha çookk beklerler bizim kakamızı dedim kendikendime. Neyse aşağı indik kızım bindi ve gitti. Bir saat kadar oyalandıktan sonra  bir gün önceden telefonda konuştuğum sürücü kursuyla konuşmaya gittim. Özel direksiyon dersi alıcam, araba alıcaz ve kızımı ben götürücem okula. Ardından tüm Üsküdar'ı dolaşıp kızıma marsupilami oyuncağı bulup soluğu okulda aldım. Servis bürosuna gittim konuştum. Alttan alarak görevlinin suyuna giderekten derdimi anlattım. "Benim kızım serviste en küçük bari en son alınsın. Bakın bu sabah sabah erkenden kakası geldi ve servisi bu yüzden beklettik yani 8. sınıf öğrencisi benim kızımın kakasını bekledi. Sabah kaldıramıyorum, lütfen anlamaya çalışın küçücük çocuk daha hava karanlık anne diyerek mutsuz oluyor korkuyor bir çözüm bulun lütfen " dedim. Valla nezaketim karşısında ben bile şaşırdım. Napalım elimiz mahkum araba alana kadar servisle gitmeye mecbur kızım. Ilımlı yaklaştılar. Pazar günü bizi arayıp bilgi vereceklerini söylediler ki ben okuldan çıkarken servis şoförünü gördüm toplantıya gireceklerini söyledi. Akşam kızım gelince haftaya halolucagını söyledi servis soförümüz inşallah da öyle olur.
Kısacası bu hafta resmen ömrümden ömür gitti. Bittim tükendim mahvoldum. Ama çok güzel bir haber aldım.  Bir arkadaşımın 18 aylık oğlunun ciddi sekilde uyku ve uyum problemleri vardı ve bu konuda benim olduğum gibi eşini ve diğer yakınlarını doktor konusunda ikna edemiyordu. Bir şekilde başardı ve ikna etti ve bugün bizim doktorumuzla randevuları vardı. Teşhis DEHB elbette. :(  DEHB teşhisi konulduğuna sevinmedim elbette.. Sorunun ne olduğunu bildikleri ve işinin gerçekten ehli bir doktorla bu süreçte yol alacaklarına çok sevindim. Hem erken teşhis ile oğlumuzun daha çabuk rahatlayacağı için hem annenin artık ne ile savaştığını bildiği için çok mutluyum. Gönül isterdi ki sadece huysuz bir çocuk olsun. Ne bileyim 2 yaş sendromu olsun, diş dönemi, olsun gaz olsun geçsin bitsin. O kadar zor ki aslında. Allah yardımcısı olsun DEHB ile yaşayan herkesin..
Bizim doktor kontrolümüz de yarın öğlen. Dün kızımın öğretmeniyle konuşmak istedim genel durumunu sormak amaçlı ama toplantıda olduğu için ulaşamadım. Bu gün tekrar deniycem okulda da görüşemedim. Yarın doktorumuza bildirmem açısından önemli gerçekten. İçimde bir heyecan bir korku bir gerginlik var.. Saki kanım gereğinden hızlı akıyor midemde kelebekler uçuşuyor kalbim hızlı hızlı çarpıyor. Kontrolümüz zamanı hep aynı şeyi hissediyorum.. Umarım herşey çok güzel olur iyi olur.. Okula halen bilgi vermedik kızımın durumu hakkında. Yarın doktorumuzla tekrar konuşucam bu konuyu. Genelde okulda gayet uyumlu ve kurallara uyan bir çocuk. Hele hele 1 haftadır özel gereksinimli çocukların okullarda yaşadığı zorlukları duyup okudukça daha çok korku sarıyor içimi. Korkuyorum gerçekten ve aynı zamanda inanılmaz öfkeliyim bu duruma. Ve bu konuda en kısa zamanda bir yazı yazıcam çünkü içimde dönüp duran şeyleri açığa çıkartmam gerekli.. Öfkem içimde dönüp duruyor artık canımı yakıyor.. Allahım büyüksün yardım et..

2 yorum:

  1. 18 ayllik bir cocuga DEHB teshisi konmus yanlis anlamadiysam. Burada bir sorun oldugunu belirtmek zorunda hissettim. ABD'de yasiyoruz, ki DEHB tanisi gerekli gereksiz konan bir ulkedir, 3.5 yasindaki oglum icin dahi DEHB denemiyor. Ilkokul donemine, 6-7 yasa kadar beklenilmesi gerektigi soylendi bize. Bu surec icerisinde cocukta buyuk degisimler soz konusu. Kendi tecrubemize gore en zor gelen 1-2.5 yas arasi donemden sonra hayatimiz biraz daha kolaylasti. 18 aylik bir bebegin katedecegi cok asama var. Bir bebege DEHB teshisi koyan doktorun isinin ehli olduguna inanamiyorum acikcasi.

    YanıtlaSil
  2. Evet DEHB teshisi kondu arkadasimin 18 aylik ogluna. DEHB genel okarak konan teshis fakat su an icin ilgilenilen tarafi durtusellik. Keske hayatimizda en cok zorlandigimiz 1-2,5 yas arasi olsa ve sonrasinda bir nebze rahatlayabilsek kolaylassa biseyler yada bilinclense cocugumuz. Inanin oyle birsey ki anlatilmaz yasanir diyorum. Ama umarim hic kimse yasamaz diye de dua ediyorum. O cocugun 7 yasina kadar durtusellik dolayisiyla kendine verebilecegi zararlarin tahmini bile o kadar riskli ki.. Çok zor hem de çok :(

    YanıtlaSil