30 Temmuz 2013 Salı

DEHB İle YAŞAMAK... 3. Bölüm (Sadece SAYGI olsa)

Tam karşımda uyuyosun su anda ve ben sana bakıyorum.. Upuzun saçların, uzun ince kolların bacakların ve altı kirli ayakların. Nasılda hızlı geçti zaman bir ay sonra 4,5 yasını bitiriyorsun. Evet büyüdün evet zaman çok hızlı geçiyor ama ne kadar hızlı? Nasıl hızlı ve ne kadar gözümü kapatıp açtım ben sen bu denli büyürken.. Çok açtım ama az kapattım daha doğrusu kapatabildim. Evet az uyuyan bir bebektin sen ve hala az uyuyan uyku sevmeyen bir çocuksun ama uyku değil mesele.. Şöyle bir geriye baktıgımda her anı dolu dolu her anı mücadele ve her anı emek dolu koskocaman 4 yıl görüyorum. Farklıydı gercekten bizim seninle hayatımız her asamamız. Her cocuk denilen genelleme içindeki gibi değil yani her çocuğun koştuğu gibi koşmadın sen yada her çocugun oynadığı gibi oynamadın hep bişeyler farklıydı hep bişeyler hızlıydı yada hep bişeyler upuzundu normalin aksine. Hep hızlı koştun hep farklı yaklaştın ve hep uzun yasadık olayların ilginç üzücü yanlarını. Taa hamilelikte başladı aslında bizim maceramız hikayemiz koşturmacamız. İlk gülerek çıktın karnımdan ve ilk çzerine örtülen battaniyene tekmeyle karşılık verdin sen. İlk evimizin içinde gece nöbetlerimizde başın dik durdun omzumda ve hep meraklı gözlerle baktın etrafa.. Çoookk istedim ben seni dünyaya getirmeyi ve daha karnımda bile yoktun sen ben senin hayalini kurmaya başladım.. Sigaram vardı benim elimde bıraktıgı kokuyu bile sevdiğim, sabah uyanır uyanmaz elimi uzattığım ilk şeydi benim sigaram.. Sabah ilk uyandığımda yaktığım tadına doyamadığım, zaman gelip 2-3 kişi cep harclıgımı birleştirip aldığım, sırf sigara kokuyorum diye yıllarca babama sarılmama engel olan ama tutkum olan sigaram.. Sonra pıt pıt diye yanıp sönen bir nokta gördüm ben bir su dolu baloncugun içinde.. Minicik kalbini gördüm ben senin. Ya benim yüzümden bu kalbe bişey olursa diye endişelenip tek seferde tek nefeste bıraktım sigarayı.. İçimde büyüdü büyüdü büyüdü kocaman oldu o minik noktacık ve bir gün geldi kucağıma. Dünyam oldu, tutkum oldu, hayatım oldu, parçam oldu en kıymetlim oldu.. Ben getcekten bir insanın burnunun direğinin sızlayabileceğinini seninle öğrendim. Evet deyim değilmiş evet mecaz değilmiş ve bir insanın burnunun direği gerçekten sızım sızım sızlarmış. Bir insan sokaktaki yavru köpeğe aglayabilir, elalemin ağzı burnu pislik içindeki çocugunu bagrına basıpta şapurr şupurr öpebilirmiş. Bir zamanlar gözü kapalı bindiği gondola ve uçan salıncaklara sırf evladının annesiz kalma ihtimalini düşünüp korkudan binemezmiş. Hamileyken her yediği kavun dilimi için ohhh şu anda içimdeki evlada vitamin gidiyo yaşasın diyerekten içinden sevinebilirmiş.. Geldin kızım hayatımıza. Evet geldin hoşgeldin hayatımıza ama bir geldin koşarak geldin ve hala durmadın koşuyosun:) dönerek tepinerek hareket halinde geldin. Çok değişikti bizim herşeyimiz duydugumun okudugumun bildiğimin ögrendiğimin aksine. Ben seninle farklı olmayı sürekli mücadele halinde olmayı sürekli uyanık olmayı öğrendim. Ben çok şaşırdım ben çok çalıştım ben çok okudum ben çok düşündüm ben çok araştırdım ben çok karşı durdum ben çok anlatmaya çabaladım ben çok ortamdan çatlayacak duruma geldim ben çok anlatmaktan vazgeçtim. Ben çok çabaladım çok sebep aradım ben çok anlatmaya farkı anlatmaya çalıştım. Sen her çocuk gibi değildin.. Ben hiç ananenin dediği gibi seneye kışa rahatlamadım yada sen hiç seneye yaza oturaklaşmadın. Sen hep farklıydın biz hep farklıydık ve bizim durumumuz gerçekten her çocuk gibi değildi. Biz diş çıkarınca rahatlamadık yada bizim iki yaş sendromu dönemimiz geçince sen durulmadın. Sen hiç düşünce vazgeçmedin yada elin yandığında sobaya birdaha yaklaşmaktan vazgeçmedin. Hayırr ilte her çocuk aynı değildi yani sen her çocuk gibi değildin. Nasıl mı geçti bu 4 yıl? Mücadeleyle geçti uyanık olmak zorunda olmakla okumakla çabayla pes etmemekle ayakta kosarak yılmadan dikilmekle sürekli dikkatli olmak zorunda olmakla dalgınlıga hakkım olmadan geçti. Şikayetçimiyim? Hayır! En başa dönsem aynısını yaparmıydım? Evet! Hemde hiç düşünmeden yapardım hem de fazlasıyla. Evet biz DEHB ile yaşıyoruz yaşıycaz. itiraf etmeliyim ki gerçekten çok çaresiz kaldıgım zamanlar oldu bööyyle afalladıgım ne yapmam gerektiğini bilmediğim saatlerce agladığım yanlızlıga isyan ettiğim 2 hafta banyo yapmadığım mşsafirliğe gittiğim evde hiç oturmadan ayakta başında beklediğim ikram edilen pastadan bir çatal, çaydan bir yudum alamadığım ve gerisi geriye oturmadan geri döndüğüm zamanlar.. Rüyalarımda tehlikelerle savastıgım, kabuslarımda senin pencerelerden sarktıgını gördüğüm aglayarak uyandığım geceler.. Herseyden heryerden mahrum kaldıgım cocuksuz rahatt sohbet muhabbet eden yiyip içen ortamda musmutlu muhabbetle takılan arkadaslarıma içten içe nefret duydugum "ehhh kızımm bikaç sene sonra senin cocugun oldugunda benimki büyüycek ben o zaman otururken sen ayakta olucaksın" diye içteeenn içee  kendimi kandırmaya çalıştıgım zamanlar.. Gamsızca oturup cayını içen komsuların çocuklarının yan odada normal şekilde oynamasına özendiğim komsulara bendenn beter olunn dıye içten içe öfkelendiğim zamanlar. Seni pusetine baglayıp saatlerce durmadan hiçç durmadan umarsızca tutarsızca sürekli yürüyüp kafa dinlemeye çalıştıgım zamanlar.. Annelik bumu yaa dediğim annelikten yorulduğumm ben anneliği hiç sevmediğim dediğim anlar oldu.. Ama beni en çok üzen şey anlatamamak anlaşılamamaktı. Bırakk çıksın balkona biz burdayız bakarızz, bırakk bırakk düşsün bak bidaha çıkıyomu, bırakk bırakk yansın eli bak bidaha elliyomuu bak bidaha yapıyomu bakk bşdaha bak bidaha... Evet kardeşimm evet arkadaşımm evet dostumm evet sırdaşımm ever komşumm evet öğretmenimm evet sıkaktaki teyzemm evet bakkal amca evett kanka evett evet kuzen evett aileden birileri evet çok bilmiş çocuksuz kişi evett kreş sahibi evett bekar insannn evett miletimm evet tekrar yapıyo bu çocuk, bu çocuk tekrar elliyo bu cocuk tekrar koşuyo evet bu cocuk tekrar yalıyo.. Bi susun ya tamam kardeşim anlamayın anlamaya calışmayın ama bir susun bir bekleyin bir dinleyin bir saygı duyun.. Koydugum kuralı tanıyın hayırımı evet yapmaya olanı küçük gücünüzle tersine döndürmeye çalışmayın sadece saygı göstein sadece saygı istiyorum.. Beni en çok bu yordu kızm eni en çok saygı görmemek anlattıgımın duymazdan gelşnmesi görmezden görülmesi yordu.. Bu gece şu anda eni yine en baştan doğurma şansım olsa ben yine en bastan aynı leyleri yapar hatta daha üsünü için çabalar ve seçme şansım olsa yine seni doğururdum.. İyiki sen varsın iyiki bizim kızımız sensin iyiki olduğun gibisin..

11 Temmuz 2013 Perşembe

DEHB ile YASAMAK.. 2. Bölüm

Anne karnından itibaren hareketli bir çocuktu kızım. Hamileliğimde canım yanıyorr diyerekten agladığımı hatırlıyorum.. Daha önceki  yazımda da bahsettiğim gibi odaya ilk geldiği anda hemşirenin ilk cümlesini hiç unutmuyorum; "çok  aktif bir bebek".... Dogumdan çıkmış olmanın verdiği yorgunluk ve agrılar eşliğinde annemin tekrar tekrar söylediği cümle; "herkesin bebeginin üzeri örtülü bizimkinin açık, hemşire örtüyor bizimki açıyor. En sonunda hemşire vazgeçti üzerini örtmedi üşüycek diye çok korktum..". Hastane macerası sonra eve geldik tüm gece ayaktayız kızım kucagımda evde dolaşıyoruz kafası dimdik etrafa bakınıyor.. Beşiğinde uyuyan kızçeme bir bakayım diyorum yanına gidiyorum o da nee kızımın altı çıplak.. Bizim hanım tekmelenip tepinip pijamasını cıkar mış :) yatak odasında yatagın başucuna bıraktıgım kızımı döndüğümde yatagın ayak ucunda köşede buluyorum.. Günler birbirini kovalıyor kızım 2,5 aylıkken ilk yüzüstü dönüşünü yapıp etrafa bakınıyor.. Ekstra hareketli bıraktıgın yerde durmayan bir bebek. Hareketlerini engelleyemiyoruz bari güvenli sekilde dönmeyi öğretelim dedik. Babası kanepeden nasıl inmesi gerektiğini ögretmeye basladıgında 4 aylık falandı kızım. 2 kanepe tv sehpası ve sandalyeler yardımıyla küçük bir oyun alanı olusturduk kızıma. Yumusacık minderlerle kapladım tabanını cunku ayaga kalktıgında birden dimdik arkaya bırakıyordu kendini. Sonraları oyun alanı genişledi sandalyelerle kapıya barikat kurduk :) Prizlere kapak, sivri köşelere silikon koruyucu, dolaplara kilit alındı. Kablolar ortadan kaldırıldı banyo tuvalet çalışma odası kapıları kilitlendi. 10 aylık kızımızın desteksiz pencerelere tırmanmasına sahit olunmasının ardından pencerelere kilit takıldı.. Cekmeceler acılmaya baslanınca bıcak ve catallar tezgah uzerı yuksek dolap içine kaldırıldı tezgah üzerine evladın çıkabildiği görülünce bıçaklar en üst dolap rafına yükseltildi. Cocuk elini sokmasın sivri birseyle prizi dürtmesin diye takılan priz kapakları bile rahatlatmadı bizim içimizi. Kızım elini sokmak şöyle dursun direkt yalamak amaclı yaklaştı prizlere. Kızım 15 aylık oldugunda artık basedemez olmustum hiçbirseyle.. Kesinlikle oturamıyorum uyuyamıyorum bir dakika bile dalgın takılamıyorum. Surekli pür dikkat takipte olmam gerek. Tabiki kreş arayısı içine girdim. Babamız çok yogun çalışıyor ve görüştüğümüz hiç kimsemiz olmadıgından kızımın sosyalleşmeye ihtiyacı oldugunu düşünüp kreş arastırmasına girdim ve bir tanesini telefonla aradım. Yaklaşık yarım saat konustuk kres sahıbıyle. Az cok bahsettım kızımdan hareketınden davranıslarından.. Eylulde gorusmek uzere anlaştık. Haftada 3 gun 2 şer saat oyun grubuyla tam 18 aylıkken eğitim hayatımıza ilk adımı attık. Tüm cocuklar masada benim kızım kıyıda baska bir köşede.. Tüm cocuklar çemberde benim kızım top havuzunda.. Dikkat süresinin maksimum 1,5 dakika olması gerekiyor ama benim kızım 5 saniye oturmuyor. Her konuda o kadar çok acelesi var ki konusurken dinlemeye yada yüzüme bakmaya bile zamanı tahammülü yok.. Masa basında asla oturmuyor ama tüm hareketli oyunlara katılıyor. Evde dısarıda misafirlikte.. 10 saniye yanlız bırakamıyorum hemen ya cama tırmanıyor ya küçük parca bulup agzına atıyor ya merdivenlere kosuyor. Misafirliğe gidiyoruz herkes çayını yudumlayıp sohbet ediyor ben cocugun peşinde. Her kafadan bir ses "amann bırak cocugu gezsin gel otur, bırak bırakk ellesin çayı yansın eli bidaha ellemez, tutmaa tutmaa bırak düşsünn bidaha çıkmaz oraya..." İşte problem orda zaten aynı şeyleri tekrar yapıyor. Elinin yanması tekrar dokunmasına, başını carpması tekrar masaya cıkmasına engel değil ki.. Cocuk ne olursa olsun aynı haeketleri tekrarlıyor.. Bakıyorum milletin çocugu da kuduruyor ama bir noktada duruyor bizde bir duraklama yok.. Sürekli kosuyoruz ama merdivene yola kapıya sivri köşelere.. 2 yasına geldik hala dogdugundan beri gündüz hiç uyumuyor.. Bedenen değil zihin olarak yoruluyorum. Sürekli birsey olucak kendine zarar vericek yetemiycem yetişemiycem tutamıycam korkusu.. Hiç unutmuyorum 2 yasını bitirdiği yaz kuzenimin evindeydik ev 3. Kat. Kuzenıim arabanın anahtarlarını almak için eve gelmişti. Çıkarken evin kapısını açık bırakmış ki onun oglu 3 yasındaydı ama inanılmaz temkinli bir cocuk asla merdivene yaklaşmaz. Bir ara kızım ordana kayboldu ama saniyelik ve ben kapıdan baktıgımda kızımı merdivende dikilmiş merdiven boşluguna eğilmiş asagı bakarken gördüm. Arkasından yavasca gidip yakaladım. Ama o anın tarifi yok anlatılmaz. Bir kaç saat sonra annemin evine geldim. Ağlayarak babama; "cok korkuyorum bu çocuga birsey olucak diye, yetemiyorum bakamıyorum basaramıyorum baba çok korkuyorum çaresizim " dedim. Babam: "olurmu allah onları koruyor onlar allaha emanet korkma " dedi. Evet tüm çocuklar melek ve allaha emanet biliyorum ama.. Ama nasıl yapıcam nasıl bakıcam nasıl koruycam nasıl yeticem nasıl kazasız saglam yetiştiricem.. Nasıl başarıcam nasıl bu kadar güçlü olucam.. Evet olucam ama nasıl?...