6 Şubat 2014 Perşembe

KAFAMIZ ZATEN KARIŞIK..

Kafam karışık yine bu aralar.. Acaba acaba ve acabalar arasında boğulup gidicem adeta. Geçtiğimiz ay kızımın okulunda sınıf olarak veliler icin hazırladıkları bir etkinlik vardı. Cok güzel ve keyifliydi. Çok keyif almamın yanı sıra kızımı gercekten güzel bir sekilde gözlemleme fırsatım oldu.  Tarafsız olarak karşıdan alakasiz bir insanmışım gibi izledim gösteriyi. Kızım tahminimden daha çok odaklanıp katıldı gösteriye. Kızım sınıftaki en küçük 2 öğrenciden birisi. Geçen yıl 4 yaş sınıfında olduğu için bu sene 5 yaş sınıfında.  Eğer tekrar etmesi gerekirse 5 yaş sınıfını tekrar eder diye düşünmüştüm.  Uzun lafın kısası kızımın fiziksel olarak yeterli olmadığını düşündüğüm için ve 1 yaş daha olgunlaşmasını istediğim için seneye tekrar 5 yaş sınıfını tekrarlamasına karar verdik. Ama bu konuda sınıf ve rehberlik öğretmeni ile de görüşmek istedim. Okulu arayıp 2 gün sonraya randevu aldım.
Sabah erkenden kızım eşim ve ben okula gittik. Kızımı sınıfına bıraktık ve biraz bekledikten sonra öğretmenleri ile görüştük.  DEHB ile yaşamanın ne demek olduğunu yaşamayan bu durumla karşılaşmayan birinin anlaması gerçekten çok zor. Insanın sürekli acaba mı, doğru olan bu mu, abartıyormuyum, herşey yalan mı diye beyniyle kalbiyle kendisiyle mücadele etmesi savaşması ne demek bilemezsiniz. Rehberlik ve sınıf Öğretmeni bizimle aynı fikirde olduklarını kızımın 1 sene daha anaokulunda kalmasının onun fiziksel ve duygusal gelişimi açısından daha doğru olacağını fakat 1. Sınıfa başlarsa biraz zorlansa bile üstesinden gelebileceğini söylediler.  Kısaca bu konuda hepimiz hemfikiriz. Kızım baştan kabul etmese de uygun bir dille açıklayarak  ikna ettim. 1. Sınıfta sadece ders yapacağını,  ama anaokulunda hem oyun hem ders olduğunu ve 1 sene daha oyun oynamasının daha güzel olacağını söyledim.  Haklısın annecim deyip kabul etti. Neyse gelelim okuldaki duruma. Rehberlik öğretmeni kızımın Dehb durumuna kafasının takıldığını her çocuğun dürtüsel olduğunu teşhisin yanlış olabileceğini söyledi.  Ben istesem okuldan bu durumu saklayabilirdim ama işbirliği içinde olmak istedim okul ile. Şimdi ise kafam allak bullak. Okula açıklayarak doğru mu yaptım bunu bile bilmiyorum :( Hergün bir sürü yazılar yazılıyor,  fikirler atılıyor ortaya.  Bu konuda bilgisi olan olmayan, alakalı yada alakasız herkes birşeyler söylüyor.  Kimseye birşey olmuyor.  Olan sadece Dehb li cocuğun ailelerine oluyor. Aileler gerek çocukları gerek okullar ve öğretmenler gerekse yakın arkadaş akraba yada çevreyle yeteri kadar mücadele etmeye çalışıyor. Tam herşey yoluna giriyor,  birşeyler kontrol altına alınıyor hoopp bişeyler oluyor kafalar karışıyor.  Insanlar diabet, tansiyon, nezle, kolesterol yada kalp hastalığı icin ilaclar kullanıyor.  Bunlar hayati önem taşıyan ilaçlar iken DEHB için kullanılan ilaçlar çocuğu zehirlemek için oluyor. Bu saydığım hastalıklar nasıl hayati önem arz ediyor ise Aşırı dürtüselliği olan bir çocuk da hayati risk altında ki kimse bunun farkında değil.  Siz hiç bir çocuğu 3. Kat merdiven boşluğunun en ucundan kurtadinizmi? Yada elinizden kurtulup ana caddeye arabaların önüne koştu mu çocuğunuz? Elindeki toplu iğne başıi kadarcık yara için 6 saat aralıksız ağladımı çocuğunuz?  evdeki prizlere elini sokmak bir yana yalamaya kalkıştımı? Sizin çocuğunuz 11 aylık iken pencereyi açtımı tırmanıp? Hiç banyo jiletini valizden alıp yalayıp ağzını kestimi? Söyleyin bana siz hiç rüyalarınızda camdan atlayan çocuğunuzu ayağından yakaladınızmı yada aşağıdan çaresizce yakalamaya çalıştınızmı? Siz hiç çocuğunuzu koruyamayacağınızı buna gücünüzün yetmediğini hissedip bu çaresizliği yaşadınız mı?.. Eger bunları yaşamadıysanız, eğer çaresizlik içinde yureğiniz yanmadıysa bana bizi, bizleri, DEHB li anne babaları anladığınızı söylemeyin bu konuda konuşmayın akil vermeyin yorum yapmayın. Siz sadece bizim kafamızı karıştırmayın sadece yorum yapmayın akıl vermeyin.. Kızım DEHB teşhisini alalı neredeyse 2 sene oldu. Ama ben hala kendimle savaşıyorum. Hala beynim zihnim bana olanın tam tersini kabul ettirmeye çalışıyor. Eminim ki  benim gibi tüm aileler bu durumu yoğun şekilde yaşıyor.
Biz hepimiz anneyiz veya babayız. Bu çocuklar bizim evlatlarımız ve ne yapıyorsak onların iyiliği için. Hayır arkadaşlar sizin düşündüğünüz gibi geçmişte bizim çocukluğumuzda annemizin şımardığımızda bize attığı çimdiklerle geçmiyor DEHB.. DEHB li bir çocuğun ana babasının yetiştirme hatası dolayısıyla çocuk bu duruma gelmiyor. Hamileyken annesinin beslenmesinden yada şımartıldığı için böyle değil çocuklarımız. Eğer gerçekten anlamak istiyorsanız açıp okuyun araştırın. Hiçbir çocuğun ana babası kendi rahatları için, çocuğunu uyşturmak sakinleştirmek sindirmek için vermiyor o ilacı. Kimse kahkahalar atmıyor yada pür neşe olmuyor o ilacı evladına verirken. Madem bu ilaçlar bu kadar kötü zararlı pis kaka öcü, lütfen bir öksürük şurubunun reçetesini elinize alın, yada bir doğum kontrol hapının yan etkilerine bakın. Bazı ağrı kesicilerin çiğnenmesi durumunda nasıl anında sizin beyin kanamasından öldürebileceğini araştırın. Arabada giderken gözlük kullanmayalım o zaman çünkü hava yastığı açılınca gözümüze batabilir, olsun görmesek de olur gözlük gözümüze batmasın..
inanın biz çocuklarımızı sizlerden daha çok düşünüyoruz. siz rahat olun bize sadece saygı gösterin ve yorum yapmayın. mutlaka bir yardımda bulunmak istiyorsanız DEHB vb. konularda öğretmenlerimizi eğitin onları bu konularda bilgilendirin.  Yeteri kadar mücadele içinde olan aileler öğretmenlerle ve eğitim sistemi ile de mücadele etmek zorunda kalmasın, tam aksine işbirliği içinde olsun ki herşey daha kolay ve güzel olsun..