4 Ekim 2013 Cuma

DEHB ile KAYGILAR-KORKULAR ve UMUT ETMEK üzerine..

Kaç kez geçtim bilgisayarın karşısına yada kaç kez aldim telefonumu elime bloğuma bişeyler yazayım dedim ama yazmadım.  Epey kafam karışıktı ve yine biraz çaresiz hissediyordum kendimi. Hep kötü yada karamsar şeyler yazmak istemiyorum bloğuma.  Her okuyan kişinin içi kararmasın istiyorum yada hep yakınma seklinde olmasın yazdıklarım.  Belkide yakınan biri gibi görünmekten çekiniyorum bilemiyorum bilmiyorum işte..
Geçtiğimiz hafta içi İz Koçluk ve İnternet Anneleri nin katkılarıyla Bağdat Caddesi Zamane Kahvesi'de düzenlenen ve dünyada DEHB'li gençlere koçluk hareketini başlatan Amerikalı Koç Jodi Sleeper-Triplet ve DEHB Koçu Elgiz Helden sunumuyla gerçekleştirilen DEHB seminerine katıldım.  Hersey gerçekten cok güzeldi ve seminere ilgi epeyce yoğundu.  O kadar çok araştırma yapıp o kadar çok kitap okudum ki DEHB konusunda tamamıyla bilgi sahibi olduğumu hissediyorum. Genelde bildiğim daha önce okuduğum bilgilerdi anlatılanlar. Ama DEHB dolayısıyla biraraya toplanan kişiler arasında olmak ve o ortamın havasını solumak tarif edilemez bir duyguydu. Tüm anlatılanları büyük bir dikkatle dinledim. Konuşuldu sorular cevaplandırıldı. Konu DEHB olunca benim dinlememem imkansızdı zaten. Seminerde ailelerin yanısıra öğretmenlerin de olması çok hoşuma gitti. Çünkü biliyorum ki günümüzde öğretmenlerin bu konuda hiçbir bilgisi yok nerdeyse. Ama orda bişeyler icin cabalayan, Dehb konusinda kendi imkanlarınca bilgilenmeye çalışan öğretmenlerimizi görünce bir nebze su serpildi içime.  Çok önemli bilgiler verildi ve çok önemli noktalara değinildi. Cesitli benzetmelerle konuya değinilmesi ayrıca güzeldi. "Bardaktan bosanırcasına yağan yağmurda silecekleri çalıştırmadan son hız araba kullanmak gibidir DEHB" dedi Elgiz hanım.  Ne kadar da doğru bir benzetme gerçekten de...
Evet seminer cok güzel ve faydaliydi. Özellikle Jodi Sleeper-triplett 'in ağzından daha doğrusu yabanci birinin ağzından DEHB i dinlemek ayrıca cok ilginc ve güzeldi.  Aileler ve Ogretmenler seminer sonunda akillarindaki sorulari sordular.  Elgiz hanim ve Jodi Sleeper-Triplett sorulari yanıtladı.  Soruların arasinda "biz tedavi oluyoruz, terapilere de gidiyoruz. Peki Dehb ne zaman biticek çocuğum ne zaman duzelicek?" Yada "Dehb i önlemek icin ne yapabiliriz?" Şeklinde sorular da vardı.  O an bu sorular " önlemek icin yapilabilecek birsey yok ve Dehb belli bir zaman sonra geçebilecek bir bozukluk değil"seklinde cevaplandı. Umut etmek, birşeyler birgün bitecek ve herşey normal devam edecek diye düşünmek ne demek çok iyi bildiğim için birkez daha icimin acidigini hissettim o an. Aslında bildiğim farkinda olduğum hersey su yüzüne çıktı tekrar. Sarsılarak kendime geldim yada bir kez daha dank diye yerine oturdu düşüncelerim diyebilirim. Evet ben o seminere katıldım ve çok güzeldi herşey. Ama sanki tekrar birkez daha herseyin farkina vardim ve tekrar icinde bulunduğumuz durumu düşündüm. .
İster istemez endiselerim tekrar ortaya çıktı.  Dehbli bir çocuğun ögretmeninin sınıfta öğrenciyle arasinda belli gizli sifreli hareketler sözler gelistirebilecegi ve böylelikle öğrencinin derse katılımının arttırılıp daha iyi başarı sağlanabilineceği söylendi. Düşündüm o an.. Öğretmenler ülkemizde bu konuda ne kadar bilgi ve eğitim sahibi ki, ve gercekten Dehbli bir çocuga isteyerek gönülden destek verecek,  anlayışlı ve sabırlı davranarak yol gösterebilecek ögretmen sayisı ne kadar ki?.. Ve biliyorum ki Dehbli bir ögrenci ile ugrasmaktansa arka siralara tenha bir koseye gonderiyor öğretmenler ve her sene bir suru Dehbli öğrenci sırf ögretmen ve veli baskısı yuzunden okul degistiriyor. Aile zaten gerçekten zor ve çaresiz durumda. Her aile gibi çocuğu için en iyisini yapmaya çalışıyor. Ama düşünsenize elinde olmayan sebepler dolayısıyla çocuk dışlanıyor, sınıfın bir koşesinde kendi halinde körelip gidiyor yada okul okul dolaşıyor..
Cocuğunuzu özel okula vermek isteseniz özel okullar tamamen akademik basari pesinde olduğundan çocuğunuzu sınıf duzenini bozduğu yada başarı yüzdesini etkilediği gerekçesiyle almak istemiyor yada nice bin liralar vermeye sizin bütçeniz yetmiyor.  Devlet okuluna verseniz ögretmen ne kadar ilgili bilgili ve anlayisli olur acaba ki ögretmen devlet okulunda tamamen şans meselesi bu cocuklar için.  Ki kendi adıma söylüyorum 40 kişilik bir sınıfta sadece 1 öğretmenin bulunduğu sınıfta kızım ne yapar, ne kadar ilgilenir öğretmeni,  ya kızım başını alıp gitse ögretmen hemen yokluğunu farkedermi, pencereye çıksa,  merdivenlerden itilse, tuvalette büyük bir ogrenci sıkıştırsa ogretmen ne derece duruma hakim olabilir? Şeklinde bir sürü soruyu düşünmeden duramıyorum.. Zaten okul meselesi benim kafamda her zaman büyük soru işaretleri barındıran bir konu. Ki söz konusu evlat olunca ne basit geliyor ki insana hayatta. Allahım yardım etsin hepimize ve evlatlarımızı korusun inşallah.
Çok çabalıyorum, elimden gelenin en en enn iyisini yapmaya çalışıyorum. Her lafımı, her davranışımı söylemeden uygulamadan önce kırkbin kez tartıyorum. Herşeyin en güzeli en doğrusu için çabalıyorum. Araştırıyorum okuyorum gözlemliyorum paylaşıyorum.. Bazen yaşadıklarımı hissettiklerimi içime sığdıramıyor buraya yazıp paylaşıyorum. Bahsettiğim seminerin üzerinden 5 gün geçti ve ben bekledim yazmadım hemen içimden geçenleri ve aklıma takılanları. En başta dediğim gibi karamsar olmak istemiyorum ve kimseyi karamsarlığa düşürmek istemiyorrum. Evet bu bloğu yaşadıklarımı hissettiklerimi ve kafama takılanları herkesle paylaşmak için oluşturdum. Ama Dehb ile yaşamak öyle bişeyki bazen çok üstün çabalar sarfetmeniz gerekiyor olumlu düşünebilmek ve pozitif olabilmek için. Ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum bu konuda da. Yanlız değilsiniz, yanlız değiliz demek istiyorum Dehb konusunun içinde olan ve durumla yaşayan ailelere kişilere ve herkese.. Evet yanlız değiliz biz  çok kişiyiz.. Okumaya araştırmaya sabretmeye ve dikkat etmeye devam...

2 yorum:

  1. ağlamamak için kendimi zor tuttum duygularımız aynı ama anlatmaya kelimeler yetmiyor çevremde kimse beni anlamıyor yapacağım bişey yok bu yolda tek başımayım ve dimdik ayakta durmak zorundayım diyorum çocuklarım için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hiç kimse anlamıyor bizi.. Hadi tamam anlamalarını geçtim bari saygı gösterseler o bile yeter belki de..

      Sil