Tam bir ay önce çok değişik şekilde yandı canım.. Çok sevdiğim ananemi de canım dedeciğimin yanına sonsuzluğa uğurladık.. Şimdi yazarken, şu fotoğraflara bakarken bile şaka gibi geliyor, bir türlü inanasım gelmiyor.. Pamuklara sarıp saklayasım geldiği, yere güğe koymaya kıyamadığım ananem yok artık.. Herkes üzülür ananesi babaannesi ölünce elbette ve her yürek yanar ölüm karşısında. Ama benim bağım gerçekten farklıydı ananem ve dedemle. Gözümü açtım onları gördüm, onlarla büyüdüm.. onlarca senem geçti onlarla ama ben ne ananemin sohbetine doyabildim ne de dedemin şakaları bana yetti. Bugün 31 yaşındayım ama yine de küçüktüm ben.. Evlendim barklandım doğurdum çoğaldım ama ben ananemin dizine yatınca işte ben orda çocuktum.. Harıl harıl yanan soba, sürekli yatak olarak duran açık iki çekyat, kulağıma TRT FM solo türkülerin çalındığı dedemin cızırtılı gri radyosu ve sobanın üzerinde çısırdıyan su güğümünün sesi.. Huzurdu bunlar işte benim için.. İlk hayal kırıklığımı yaşamıştım ben ananem insanın her an ölebileceğini, 100 yaşına kadar yaşanmadığını söylediğinde.. Dedemin kulağımı çektiğinde kulağımın yanmasını, ananemin yer sofrasını, rama kase margarinini, 5 şiş ile patik örmesini, dedemin kasketli şapkasını, her ezan vakti kulağı ağır duyan ananeme koşarak " ananeeee okunuyooo" demeyi, ananemin " haa okunuyomu işte bak ben bilirim vaktimi, büyük çomak 6 nın üstüne geldimi okunuyo zaten" demesini, merdivende oturan ananemi, kahveden gelen dedemi... Çok özledim be ben çok özlüyorum..
Her ikisinin de ızdırabının dinmesi için çok dualar ettim. İkisinin de ölüm haberini uykudan telefonumun sesine uyanıp da aldım. Ve 1 ay önce annem anasız ben ananesiz kaldım. İşte şimdi gerçekten büyüdüm.. Ne mutlu ki kızım tanıdı ananemi ve vakit geçirdi, geçirebildi. Önce sabaha karşı neden yola çıktığımızı sorduğunda cenazeye gidiyoruz diyemedim. Halasına ve kuzenlerine sürpriz yapmaya gittiğimizi söyledim. Çanakkale'ye vardığımızda artık büyük ananenin çok yaşlanmış olduğunu ve yaşlanan her insan gibi öldüğünü söyledim. Durdu baktı, "büyük anane yaşamıyo mu ki dedi", "hayır artık yaşamıyor öldü" dedim. aradan yarım saat geçti "büyük anane ölmezki ölemez ki" dedi.. Babasıyla birlikte vakit geçirdiler cenaze sırasında. Bense her anında annemin teyzemin yanındaydım. Hastanede morgdan bahçemizden uğurlanana kadar yanındaydım ananemin. Sözde destek olacaktım anneme teyzeme ama onlar beni zor avuttular.. Cenaze sonrası kızım ve eşim geldi köye. Kızımın tabutu görmesin, beni üzgün olarak izlemesini ve o kalabalığa girmesini istemedim. Kızım köye gelince " anne büyük ananenin öldüğünü biliyorum ama lütfen evine bakmak istiyorum bakalım" dedi. Gittik baktık gezdik andık büyük ananemizi. Hayal gibi sanki bir yere gitmiş de gelecek gibi. Bahçede tabutu dururken konuşan insanların arasında sanki hep onun sesini de duydum gibi.. Yediğim her lokmada bir tabağa koyup ananeme de götüresim geldi hep. Cenaze gittikten hemen sonra evine girdim bana çocukluğumu ve ananemi hatırlatan birkaç hatıra aldım. Eski 2 kaşık, 1 eski tabak.. Baktıkça kendimi ananemin yer sofrasında hissettiğim şeyler..
Hayat devam ediyor insan alışmaya çalışıyor. İnsan beyni inatçı inanmak istemiyor.. Eşimle çocuğumla bir şekilde hayat devam ediyor ama hala annemle her telefonda konuştuğumda "annee ananem napıyoo" diye anneme sorasım geliyor.. Önümüzdeki yaz artık merdivende oturmayacağını, larcivert terliklerinin mavi kapılı evin önünde olmayacağını, yatsıya kadar vakit geçirmek için bize artık gelmeyeceğini düşününce canımın taa içi çok acıyor...
Canım ananem ve dedem nurlar içinde uyuyun, mekanınız cennet olsun inşallah. Rabbim bizlere de sizin kadar sevilmeyi nasip etsin. Allahım bize büyük güçler versin sabırlar versin de annemin babamın sizlere baktığı gibi bizde onlara bakabilelim. Rabbin onların da kapısını her daim açılır eylesin inşallah. Sizi özlüyorum ve hep özleyeceğim yaşadığım sürece..
Canım benim başın saolsun :(
YanıtlaSilCok tesekkur ederim canım allah razı olsun. Hala evinde kokusu var sanki hiç gitmemiş gibi :(
Sil