Herşey basit bir burun akıntısı ile basladı. Gece yarısı sadece 1 kez öksürük sesi geldi odasından. Sabah boğazının ağrıdığını söyledi soluğu doktorumuzun yanında aldık. Basit bir boğaz kızarıklığı dedi doktor ve eve geldik. Gece ateşimiz çıktı sonra biraz düştü ama öğlen saatlerinde iyice yükselip şurupla düşmedi ve titreme nöbeti geldi. Eşim karşı yakada toplantıda, araba kapıda ama henüz yeni öğreniyorum kullanmayı cesaret edemedim kullanmaya ve çocuk tir tir titriyor nasıl götüreyim hastaneye. Arkadaşımı aradım her başım sıkışmış anımda olduğu gibi. "Hemen bize gel hastaneye gidelim atesimiz çok yükseldi ya arabanla gel yada taksiyle ama çabuk ol" dedim. Arabası müsait mi yada taksi bulabilirmi hic aklima gelmedi bile telaştan. Ben 6-7 yaslarindayken kardeşim gözümün önünde havale geçirmişti ve o günden beri bende bir korku kaldı. Her ateşlendiğinde kızım, hala gözümün önüne kardeşim gelir. Arkadaşım sağolsun taksiyle geldi beni aldı ve hastaneye acile gittik. Ordan doktorumuzun yanına çıktık ki zaten ateş biz acile tekrar inene kadar 39.5 a çıktı. Zar zor serum takıldı. 5 saat dirençli ateş sonunda biraz düşünce eve gönderdiler. Ama eve geleli henüz 1 saat olmuştu ki birden ateş tekrar yükseldi. Tekrar acile gittik ama tek bir boş yatak yok kocaman hastanede. Kızımın hastalığını, ateşinin direncini doktoru iyi bildiği için başka hastaneye gitmek istemiyordum. Doktoru arattım hastaneden ve durumu anlattım gerekirse başka hastaneye gideyim siz oraya gelin dedim. Uzun uğraşlar sonucunda doktorumuz binbir rica ile bizim için üroloji servisindeki müşaade odasından yatak ayarladı. Hala dua ediyorum allah razı olsun. Hemen serum baglandı ve tüm gece telefonla takibini yaptı kızımın. Ailesinde 1. Derece yakınlarında havale geçmişi olan çocuk normale nazaran daha fazla risk altında. Ve ben bir ara gerçekten çok korktum. Nöbetçi çocuk doktorunun polikliniği önünde sıra beklerken bir ara kızım başını omzuma koydu ve konuşmadı. O sırada neler hissettiğimi düşündüğümü anlatamam :(
Serum bağlandı , ilaç verildi serumun icine ama 39.8 den asağı düşmedi ateş. Son çare soğuk komprese başladık. Buyuk gazlı bezleri buz gibi suyla ıslatıp eklem yerlerine koyduk. öylece bilinçsizce yatıyordu yavrum. Su
Sürekli saglik memuru yanımıza geliyor kontrol ediyor "yanıyor yavrum"diyor. Onun bile gözlerinden anlaşılıyor ne kadar üzüldüğü. Herhalde onun da evladı var diye geçirdim içimden. Tüm gece yüksek atesle geçti. Ertesi gün bizi odaya aldılar ama aksam üzerini buldu odaya geçmemiz. Birden karanlık penceresiz bir odadan televizyonlu pencereli odaya geçince kendimi eve gelmiş gibi hissettim. 1 gece de odada kaldık. Sabaha karşı tekrar ateş yükseldi ama allahtan uzun sürmedi. Uykusuz 3 gün ve 3 gecenin ardından eve geldiğimde kendimi çok kötü hissediyordum. Sadece sessizlik ve uyumak istiyordum. Yarim saat ancak uyuyabildim. Sonra kızımla birlikte yattık ve aralıksız 17 saat uyuduk. O an sadece sürekli hastanede kalmak.zorunda olan, evladı icin elinden birsey gelmeyen insanlar icin dua ettim halimize şükrettim.
1 hafta sonunda kızım düzeldi ama tabiki bana bulaştı. Önce ciğerlerim ağrıdı sonra sinüzit ve orta kulak iltihabı derken tam 1.5 ay hasta yattım. Kızımı sabah okula gönderdim uyudum. Kızımın gelmesine 1 saat kala kalktım yiyecek biseyler hazırladım. 1.5 ay canımdan bezdim ve hayatim boyunca böyle bir hastalik görmedim. Bir ara sanırım ölümüm bu hastalıktan olacak diye bile düşündüm. 2 ay geçti hala kulaklarım tıkalı ve bu esnada kızım da orta kulak iltihabi geçirdi.
Çok zor bir dönemdi ve yine beni en çok yanlızlık zorladı.1 kaşık yemek yapamamak, evladıma bakmaktan bile aciz olmak çok zordu. Bir kez daha anladım ki insan gercekten gerçek anlamda bu hayatta tek başına. Bu 2 aylık sürede kalkacak gücü kendimde bulamadıkça ağladım ağladım yine ağladım. Rabbim kimseyi kimseye muhtaç etmesin herseyden önce sağlık versin. Herseyin başı sağlık..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder