23 Ağustos 2013 Cuma

KUDURUK NEŞEM İLE TEK BEDENDE.. HAMİLELİK

 
Bir gün birden aklıma bebek fikri düşüverdi kendiliğinden birdenbire. Sanki eşime birşey olacak ve bana ondan bir parça kalmalıymış gibi.. Çocuk istiyorum ben dedim eşime ama daha erken olduğunu söyledi. Haa şimdiki aklım olsaydı daha beklerdim dediğim zamanlar çok oldu hatta kendimi köşeye sıkışmış hissettikçe etrafımdaki yeni evli çiftlere "amann bekleyin hemen çocuk yapmayın" diye çok nasihatlar verdim. :) Geriye baktığımda evet çok zordu ama doğru zamanmış evet hemde en doğru zaman diyorum şimdi. Eşimi zor bela ikna edip yarım yamalak iyi madem sözünü aldıktan sonra korunmayı bıraktık.Sigara içiyordum sadece içmek denemez elimden gelse yerdim yani o derece seviyordum. korunmayı bırakalı 2 ay olmuştu ve ilk kez uçağa binicektim Görümcemin düğünü için Diyarbakır'a gidiyorduk. İnanılmaz derecede korkuyordum uçaktan. Eşim sakinleştirici ilaç almamı önerdi evet dedim alayım bari, hatta 1 gece 1 aksam alayım da iyice yatışayım. Birşey durdurdu beni sebebini bilmeden içmedim o ilacı. Diyarbakır dönüşü adet gecikmesi yaşadım hayatımda ilk defa hava değişimi falan dediler ama hava değişimi olmadıgını hissetmiştim. Diyarbakır' dan döndükten sonra eczaneden test aldırdım eşime ve gecenin 11,30 unda testi yaptım. ikinci çizgi belirmeye basladı ve ben testi bir köşeye saklayıp bir sigara yaktım. Hamileysem içemiycem ya sonkez içeyim dedim bendeki de kafa işte :) sigarayı içtim eşime ben hamileyim bidaha sigara içmiycem al paketi dedim. Coşkuyla kim varsa çevremizde hemen aradık milleti uyandırıp müjdeyi verdik. İlk anın verdiği sersemlikle yattık uyuduk. Ertesi sabah uyandığımda eşim işe gitmişti karnıma elimi koydum ama nasıl karnım acıkmış öyle böyle değil. Ve ben "keske bir kapsül olsa yutsak da yemek yemesek" diyecek derecede yemek yemeyi sevmeyen biri olarak aglayarak eşimi aradım." Benim çok karnım açççç ben yemek yemek istemiyorummmm bu çocugu nasıl besliycem ben" diyerekten yaygara kıyamet içimi boşalttım. :)

1 hafta sonra ilk ultrason için arkadaşımızın çalıştığı hastaneye gittik. Küçücük bir baloncuk ve içinde yanıp sönen bir noktacık.. Bak bebeginin kalbi dedi dr. İlk kalbi olusurmuş bebeklerin ve ben o gun öğrendim. Hastane çıkışı annemi aradım söyledim baloncuk ve noktacığı. "anaamm kalbi de mi varmışş kıyamamm " diye annem cilveleniverince tüylerim diken diken oldu. sonraki ultrason zamanlarını iple çeker olduk. balon büyüdü nokta büyüdü. Zaman geldi balonun içindeki noktacık kendini köşeden köşeye atarken yakalandı kameralarımıza ki zaten kudurukluğun ilk işaretleriymiş onlar. :) Vee başlayan doğum sabahına kadar peşimi bırakmayan bulantılar basladı. Kusmak için elle tutulur kokan yada tadına bakılan bişeye hiç gerek yoktu. Televizyonda duydugum nasır sözcüğü, kuzenimin tüm okulca birlikte kaldıgı geçici olarak yatakhaneye dönüştürülen spor salonunun sabahın ilk ışıklarındaki nasıl kokabileceğinin hayali ve otobüste önümde oturan adamın ensesinde ne kadar görünmeyen kir vardır kimbilir düşüncesi :) hayvansal her türlü gıda mahvediyordu beni. Sürekli yemek istediğim limona katık bulmak için gittiğimiz kebapçıda çorba ısmarlayıp ilk kaşıktan sonra adama bagırmıştım " hayvansal bişey varr bu çorbada hayvani bişey varr! ".." Valla yok abla valla yokk" dedi adam. Var sus dogru söyle diye adamı azarladım ki tereyag var abla diyebildi adamcagız çekinerekten. :)
 Haa birde beni o zamanlar yüreğimin enn derin yerinden yaralayan (!) kuş hikayemiz var :) Dolmuştayız Üsküdar'a gidiyoruz sahilde insanlar mangal yapıyor. Anamm canım ne çekse beğenirsiniz  KUŞ ETİ! :) Kuş isterim ben mangalda olucak minik butlarını tutup yiycem ben dedim eşime. Adam şaşırdı hayatında hiç kuş yememiş nre bilsin unuturum sandı herhalde dikkate almadı. Babamı aradım kuş varmı bana kuş bul dedim. Adam yaa dalga geçme hadi ya dedi kapattı telefonu. Ayy bir içime oturdu bir içime oturdu ki hamileyken recep ivedik filminde kızın annesi recep ivediği aşagılıyor diye hungur hungur aglamış insanım ben ki kuş yiyememek beni ne kadar yaraladı (!) siz düşünün. Aradan bikaçgün gecti evde oturuyoruz kardeşim ben ve eşim. Aglamaya başladım " bu hayatta insanın dostu yokmus babana bile güvenmiceksin yazık çok yazık" diyerekten ama ne aglamak. Eşim ve kardeşimin ısrarı üzerine durumun kuş sebebiyle oldugu çıktı ortaya :) Babam arandı eşimin dayıları arandı kuş arıyoruz dört tarafta. Eşim çaresiz napayım arka bahçede pusuya mı yatayım nerden bulayım edalarınaydı ki Ümraniyede bıldırcın yapan bir yer bulundu ve murada erildi. :) Biri of dese aglıyorum yaprak dökülür ben aglarım, sokakta yavru kedi görürüm ben aglarım.." Evde oturuyoruz gayet mutlu şekilde. Bir an geliyor ablam hüzünleniyor hem anlatıyor hem aglıyor biz eniştemle susuyoruz sadece izliyoruz. Sonra ablam sakinleşiyor ve hep birlikte neşeleniyoruz" diye anlatıyordu kardeşim benim hamilelik halimi. :)
 Kaldırımlarda agac dipleri beni kesmeyince çantama rulo rulo çöp poşeti koyup gezmeye başladım. 9 ay kustum dile kolay. Evlat kuduruk tepinirr tepinir oturur aglarım canım yanıyo dıye. Doktor baskı yapıyor yemek ye diye 1 ay acıktıkça muz ve sütle beslenme sonucu kudurukum uzamış kilo almamış. Dr bize bir azar bir azar kaydı hemen muayene sonrası balık yemeye gittik :) Saglıklı beslendım ama gercekten. Kola, gazoz vb asitli içecekler, kafeinli içecekler, salam sosis pastırma sucuk, yapay tatlandırıcı içeren yiyecekler, abur cubur asla tüketmedim tadına bile bakmadım diyebilirim. sebze ve balık agırlıklı beslendim hep.  Belkide çok dikkat etmek kendini zorunda hissetmek yordu beni hamilelik boyunca. Hem hamilelik hem de 23 aylık emzirme dönemi içinde yediğime içtiğime çok dikkat ettim. sigara hem evimde içirtmedim hem içilen ortama gitmedim kızımı sokmadım halen de kızımın yanında içirmem.
Derken dr randevumuza gittik. Dr un agrılı muayenesinden dolayı muayeneye izin vermedim ve bir ton azar işittim dr dan. Ben bu muayeneye dayanamamışım nasıl doğururmuşum ben doğuramazmışım bilmem ne.. :( Oysaki 9 ay uzun yürüyüşler nefes egzersizleri yaptım kendimi normal doğumu başaracağıma ikna ettim ama bir anda herşey paramparça oldu kırıldı dağıldı parçalandı. :( " git 1 hafta sonra gel " dedi dr hanfendi. Eşimle alışveriş merkeine gittik ve bir banka oturduk. O an orda o kadar çok ağladım ki başımı önüme eğip, önünde gözyaşlarımdan küçük bir birikinti olduğunu hatırlıyorum :( Başarısız olmustum ve ben normal doğuramazmışım diye haykırıldı ya suratıma işte sanki ben orda mahvolmuştum. Aradan 4-5 gün geçti eşimin dayılarındaydık ufak ufak kramplar hissetmeye başladım ve annemi aradım sanırım dogum yakın yarın gel diye. Ertesi sabah annem geldi günlerden perşembeydi. Cuma sabah sımsıkı bir kahvaltının ardından annemle taksiye atlayıp hastaneye dogru yola çıktık. Ama ne yağmur gözgözü görmüyor. Hastanenin önüne geldiğimizi bile farketmemişim yagmurdan. Kayıt yaptırdıktan sonra DR muayenesi için beklerken bir bayanla sohbet ettiğimizi hatırlıyorum. Dr un soylediklerini anlattım üzülerek. Epey sinirlenerek " dr u değiştir kızım" dedi bana." 39+3 olmuşum nasıl değiştireyim ki artık" dedim. Sonra içeriye girdik Dr un karşısına oturdum. " Neye karar verdik" diye sordu. Derin bir nefes alıp "SEZARYAN istiyorum " dedim. " tamam alalım" dedi. Eşimi aradım " doğuma alıyorlar eve git çantanın fermuarını kapat çantayı al ve gel " dedim. Yatış işlemlerimizi yaptırdık odaya çıktık. Hastane önlüğünü giydim damar yolum açıldı. Eşim geldi ardından  can dostumuz Yasin ve eşimin kuzeni Gülşah.. Annem kıpır kıpır, eşimde bir telaş ve odada bir muhabbet..
Bense hiçbirşey hissetmiyorum. Ne korku ne heyecan ne mutluluk.. Şaşkınım. Yanımda boş duran camdan kutucuga bakıyorum ve öğleden sonra burda minik bir bebek olucak benim bebeğim.. Bu bile beni heyecanlandırmaya yetmiyor.. Ne hissedeceğimi bilmiyorum.. Sadece biraz kafam karışık..

2 yorum: